NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
قُسَيْطٍ
عَنْ
مُحَمَّدِ بْنِ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
ثَوْبَانَ عَنْ
أُمِّهِ عَنْ
عَائِشَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَمَرَ أَنْ
يُسْتَمْتَعَ
بِجُلُودِ
الْمَيْتَةِ
إِذَا
دُبِغَتْ
Nebi (s.a.v.)'in hanımı Aişe
(ranha)'dan rivayet edildiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.), ölü
(hayvan)ların derileri tabaklanınca (onlardan) yararlanılmasını emretmiştir.
İzah:
Bu hadis; İbn Mâce,
libas: Mesâî Fer' dede var.
İmam Nevevî'nin
açıklamasına göre, ulema "ihâb"
kelimesinin manası üzerinde ihtilâfa düşmüşlerdir.
Bazılarına göre bu
kelime mutlak surette deri anlamına gelir. Bazılarına göre ise
"ihâb" derinin tabaklanmadan önceki halidir. Tabaklandıktan sonraki
haline ise "edîm" denir.
Hattâbî'nin
açıklamasına göre ise, ulemadan bir kısmı ihâb kelimesinin sadece etleri
yenilebilen hayvanların derileri anlamına geldiğini bu bakımdan tabaklamanın
ancak.eti yenen hayvanların derileri için geçerli olduğunu, eti yenmeyen
hayvanların derilerinin tabaklanma ile temiz olmayacağını iddia etmişlerdir.
Evzaî, İbn Mübarek, İshak b. Râhûyeh ve Ebû Sevr bu görüştedirler.
Hattâbî'ye göre ihâb
kelimesi, eti yenen hayvanların derileri için kullanıldığı gibi, eti yenmeyen
hayvanların derileri için de kullanılır.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifler, ölmüş bir hayvanın sadece etini yemenin haram olduğunu,
derilerininse tabaklanmakla temizleneceğine delâlet etmektedir.
Söz konusu hadisler
aynı zamanda. Ölmüş bir hayvanın bütün kısımlarının haram olduğunu ifade eden.
"Sîze leş haranı kılındı" mealindeki âyet-i kerimenin genel olan
hükmünü tahsis etmişlerdir. Bu durum âyet-i kerimelerin hadis-i şeriflerle
tahsis edilebileceğine delâlet eder.
Ancak âyet-i kerimeyi
hangi tür hadis-i şerifin tahsis edebileceği konusu ulema arasında
ihtilaflıdır.
Avnu'l-Ma'bûd da
belirtildiğine göre, ölmüş bir hayvanın derisinin tabaklanmak suretiyle
temizlenip temizlenemeyeceği konusunda yedi görüş vardır:
1- İmam Şafiî'nin
görüşü: Köpek ve domuz hariç bütün leşlerin derileri tabaklanınca içiyle ve
dışıyla temizlenmiş olur. Bu deriler tabaklandıktan sonra içleri de dışları
gibi temiz olduğundan ıslak yerlerde de kuru yerlerde de kullanılabilirler. Ali
b. Ebî Tâlib (r.a) ile Abdullah b. Mes'ud (r.a)'un da bu görüşte oldukları rivayet
edilmiştir.
2- Hiçbir leşin derisi
tabaklanmakla temiz olmaz. Ömer b. Hattâb (r.a) ile oğlu Abdullah ve Aişe
(ranha) da bu görüştedirler. İmam Mâlik'den rivayet edilen iki görüşten biri
üe İmam Ahmed'in meşhur olan görüşü de budur.
3- Eti yenen hayvanların
leşlerinin derisi tabaklanma ile temizlenir, eti yenmeyen hayvanların
leşlerinin derileri temizlenmez. el-Evzaî ile İbn Mübarek, Ebû Sevr ve İshak b.
Rûhûyeh bu görüştedirler.
4- Domuzdan başka bütün
hayvanların leşlerinin derileri tabaklanmakla temizlenmiş olur. Bu İmam Ebû
Hanîfe (r.a)'nin görüşüdür.
5- Her leşin derisi
tabaklanınca dışı temizlenmiş olur, fakat içi temiz* lenmiş olmaz. Bu bakımdan
tabaklanmış deri kuru işlerde kullanılırsa da rutubetli işlerde kullanılmaz.
Çünkü içlerine yaşlılık erişince oradaki pisliği dışına çıkar. Bu sebeple
böylesi derilerin dış yüzeyi üzerinde namaz kılınırsa da giyilmek suretiyle
içerisinde namaz kılınmaz. İmam Mâlik'in meşhur olan görüşü budur.
6- Domuz ile köpek de
dahil olmak üzere bütün hayvanların leşlerinin derileri içiyle ve dışıyla
temizlenmiş olur. Bu da Dâvud ez-Zâhiri ile Zahirîlerin görüşüdür. Bu görüş
İmam Ebû Yusuf tan da rivayet olunmuştur.
7- Her leşin derisinden
yaş iken de kuru iken de yararlanılabilir. Yararlanabilmek için tabaklamaya
ihtiyaç yoktur. Zührî tarafından ileri sürülen bu görüşe ulema iltifat
etmemiştir. Zührî'nin bu husustaki dayanağı, 4120 numaralı hadis-i şerifte
"tabaklama" kelimesinin geçmemiş olmasıdır.
Kendisine, "Her ne
kadar konu ile ilgili hadiste tabaklanmadan söz edilmiyorsa da onun tefsiri
mahiyetinde gelen ondan sonraki hadislerde tabaklamadan bahsedilmekte ve leşin
derisinin temizlenmesinin ancak tabaklama ile olabileceği
açıklanmaktadır" diye cevap verilmiştir.